TOP

Samiler: Kuzey’de Yaşam

Kuzey Kutup Dairesi’nde, doğa şartları nedeniyle ağaçların yetişmediği sert bir habitatta yaşayan Sámiler, uçsuz bucaksız tundraların gizemli insanları… Atalarının topraklarını, ana dillerini ve kimliklerini koruma mücadeleleri, Sámi kültürüne şimdilerde bir rönesans yaşatıyor.

Sámiler ile bundan on beş yıl kadar önce tanıştım. Finlandiya’nın Rovaniemi şehrine inen ve Laponya’nın (Sámilerin deyimiyle “Sápmi” yurdunun) Kuzey Kutup Dairesi’nin kuzeyinde kalan kısmını ziyaret eden ilk Türk turist grubu içindeydim. Uçağın Sámi başkentine, buzların üzerine inişi çok heyecan vericiydi! Evet o gezide -38°C’yi gördük! Bu soğuğu nasıl anlatabilirim? Gözyaşınızın bile donduğunu, gözünüzü kapattığınızda tekrar açmakta zorlanmanızdan anlıyorsunuz.

Sápmi’yi ikinci ziyaretim geçtiğimiz Ocak’ta, bu kez Norveç üzerindendi. Bir buzkıran gemisiyle Bergen’den Tromsø’ya uzandık. Usul usul sokulduğumuz buz tutmuş fiyortlarda sarp granit kayalıklardan denize dökülen şelaleler, beyaz ve kırmızı boyalı tek katlı İskandinav evleri ve gökyüzünde uçuşan kara kartallar eşliğinde 13 günlük bir maceraydı. Yer yer karaya çıkıp Sámilerin günümüzde sürdürmeye çabaladığı yaşam tarzlarıyla da tanışma fırsatı bulduk.

Animist inançları, doğayla olan çok özel ilişkileri ve dillerine “savaş” kelimesinin girmemiş olmasıyla beni kendilerine hayran bırakan bu halk, içinden geçtiğimiz karantina günlerinde yeniden aklıma düştü. Dünyaya verdiğimiz zararın sonuçlarıyla boğuştuğumuz şu günlerde Sámilerden ve diğer kadim yerel kültürlerden öğreneceklerimiz var. Vaktiyle hepsine “eskimo” deyip geçtiğimiz Inuit ve Yupikler gibi Nordik topluluklardan Orta Asya şamanlarına ve Amerikan yerlilerine kadar…

ATEŞTE YAŞAYAN TANRIÇA

En kuzeydeki Sámi şehri Tromsø yakınlarında ziyaret ettiğimiz köyün lideri Ággi’nin, eşi ve çocuklarıyla bizi yolda karşıladığında, bembeyaz karlar içinde rengarenk kıyafetleriyle göz kamaştırdığını hatırlıyorum. Sámilere bu kıyafetleri nedeniyle “Lapon” adı takılmıştı; fakat onlar “yama” anlamına gelen bu kelimeyle anılmak istemiyorlar.

Her Sámi köyünün ve ailesinin kıyafetlerinin farklı renk ve desenlerde olduğunu, birbirlerini böyle tanıdıklarını öğreniyoruz. Ággi, gençken bir seferinde bir partide güzel bir kıza gözünün takıldığını, fakat tanışmak ve arkadaşlık teklif etmek için yanına gittiğinde, aynı aileye mensup olduklarını kıyafetlerinden anladığını anlatıyor.

Ággi ve ailesiyle birlikte “lavvu” adı verilen rengeyiği derisinden yapılmış çadırlarında vakit geçiriyoruz. Dışarıdaki dondurucu soğuktan sonra, çadırın ortasında yakılmış ateşin etrafındaki rengeyiği postları üzerine dizilmek çok keyifli! Çay, kahve ve “lefse” adı verilen somonlu patatesli bir çeşit gözleme ikram ediliyor. Anaerkil bir topluluk olan Sámiler, hamileleri ve çocukları koruyan Doğum Tanrıçası Madderakka’nın üç kızından biri olan tanrıça Sarakka’nın ateşin altında yaşadığına inanıyorlar. Biz de ateşe kahve ve şekerli çay dökerek tanrıçaya hürmetlerimizi sunuyoruz.

Ággi, rengeyiği derisinden yapılmış bir şaman davulu çalarak şarkılar söylüyor. “Toprak topluluğun ortak mülkiyetidir; ona sahibi olamazsınız, çünkü o dünyanın malıdır,” diyor. “Bir ailenin geyikleri başka bir ailenin toprağında otluyorsa kimse sesini çıkarmaz; daha sonra kesilen geyik etinden o aileye de verilir. Bireylerin sürekli yardımlaşması ve ellerindekini birbirleriyle paylaşması beklenir,” diye de ekliyor.

SÁMİ KÜLTÜRÜNÜN RÖNESANSI

Geleneksel Sámi çadırlarında bu tip ritüeller, son yıllarda turistlerin vazgeçilmezi. Her ne kadar Helsinki’deki Sámiráđđi’de (yasama gücü olmayan Sámi parlamentosu), zaman zaman kültürlerinin tüketim malzemesi haline gelmesini eleştiren ateşli konuşmalar yapılsa da Sámilerin artık geleneksel yollardan hayatlarını kazanmakta zorlandıkları ve gençlerini büyük şehirlere kaptırdıkları da bir gerçek. Bu nedenle, etik turizm uygulamalarında rol almaları aslında hiç de fena fikir değil.

Norveç, İsveç, Finlandiya ve Rusya’nın Kola Yarımadası’nda yaşayan ve nüfusları 100.000’i bulan Sámilerin çok küçük bir bölümü hala rengeyiği çobanlığı yaparak göçebe bir yaşam sürüyor. Atalarının topraklarında avlanma ve rengeyiği çobanlığı hakkı için yıllardır mücadele eden Sámiler, Norveç ve İsveç’te bu hakları mahkeme yoluyla kazanmışlar. Ancak hükümetlerin rengeyiği nüfusunu ve otlatma alanlarını kontrol çabası sürüyor. Sámi çobanların mücadelesi de…

Rengeyiklerini yazlık otlaklara götürmek için her yıl topluca binlerce kilometre öteden Sámi çobanların mevsimlik göç yolculuğu, gerçekten hayatta bir defa görülecek türden. Onlara eşlik etmek isteyen gezginler için tur organize eden yerel acentalar da mevcut. Karlarla kaplı tundralarda, yer yer ufuk çizgisinin bile kaybolduğu göz alabildiğine beyazlıkta Sámi çobanlara çömezlik yapmanız gereken bu turlar herkese göre değil!

Afrika kıtası kadar büyük bir alan olan Kuzey Kutup Dairesi’nin yeraltı hazineleri, günümüzde birçok maden, petrol ve doğalgaz devinin de buraya göz dikmesine sebep olmuş durumda. Bu durum Sámileri ister istemez çevre aktivisti de yapmış! Yüzyıllar önce Vikingler tarafından kuzeye sürülen; yakın tarihleri ise kültürlerini ve yaşadıkları toprakları koruma mücadelesiyle geçen Sámilerin yeni kuşakları, unutulan anadillerini şimdi yeniden öğreniyor ve gururla sahiplendikleri kültürlerine bir çeşit rönesans yaşatıyor…

KUZEY’E GİTMİŞKEN KAÇIRMAYIN!

NORVEÇ

Rengeyiği Göçü >> Her yıl bahar aylarında Norveç’in Finnmark bölgesindeki rengeyiklerinin, Sámi çobanlar tarafından kışlık yaylalardan yazı geçirecekleri bölgelere götürüldüğü “büyük göç”e tanık olmak için turlara katılabilirsiniz. Neredeyse 24 saat güneşin batmadığı, lavvo çadırlarında konaklayacağınız gerçek bir macera. Detaylar için: www.turgleder.com

Riddu Riđđu >> Her yıl temmuz ortasında düzenlenen Sámi müzik ve kültür festivali. İsmi “sahildeki küçük fırtına” anlamına gelen festivalde geleneksel “lavvo” çadırlarında kalınıyor; Sápmi yurdunun ve dünyanın dört bir yanından gelenlerin katılımıyla beş günlük bir kaynaşma yaşanıyor. ridduriddu.no

Kuzey Işıkları Katedrali >> Kuzey Kutup Çizgisi’nin 400 km kadar kuzeyindeki Alta kasabasındaki bu modern mimari harikası, kasabada her yıl düzenlenen Sámi Müzik Festivali’nde konserlere de sahne oluyor.

Mari Boine >> Sámi müziğinin en önemli temsilcilerinden olan şarkıcının müziğinde “joik” adı verilen Sámi uzun havalarından izler bulabilirsiniz. www.mariboine.no

FiNLANDİYA

Rovaniemi >> Tamamen turistik bir masal olsa da karlar altındaki bir köyde Noel Baba’nın Evi’ni ziyaret, özellikle çocuklar için çok eğlenceli. santaclausvillage.info

Kakslauttanen Arctic Resort >> Cam fanus şeklindeki igloo’larda yattığınız yerden kuzey ışıklarını seyredebilir veya otelin yeni ahşap kulübelerinde özel saunanızda harlandıktan sonra (cesaretiniz varsa) Fin usulü buz havuzunda serinleyebilirsiniz. www.kakslauttanen.fi

İSVEÇ

Buz Otel >> Jukkasjärvi kasabasında 1989’da kurulan Ice Hotel, sonradan İskandinavya’nın farklı noktalarında, hatta Kuzey Amerika’da benzerleri türese de bu fikrin öncüsü. İsveç’in en büyük nehri Torne kıyısında kurulu otel, her yıl donan nehrin buzlarından sanatçılar tarafından baştan şekillendiriliyor. Eskiden baharda eriyip tekrar nehre karışan otel, 2016’dan bu yana güneş panelleriyle soğutularak yazları da kullanılır hale getirilmiş. www.icehotel.com

yorum (1)

  • Nalan Yurttaş

    Sevcan hanımın yazısını okumak müthiş bir zevkti.

    yanıtla

Yorum yazın