TOP
Misk Eda Erbilgin & Hazal Sen

Hazal Şen & Eda Erbilgin: Floral Lezzetler

Şehrin ilk çiçekçi kafesini Reşitpaşa mahallesinde açarak bir trend’e öncülük eden Hazal Şen ve Eda Erbilgin, sadece ruha iyi gelen çiçek tasarımlarıyla değil, sağlıklı lezzetleri, smoothie bowl’ları ve pancar latte’leriyle de bizi büyüledi. İkili, İstanbul favorilerini paylaşıyor.

İstanbul’u simgeleyen bir çiçek aranjmanı yapmanızı istesem, nasıl olurdu?
Misk’in kendi tarzı gibi her çiçeğin sıkıştırılmadan, gitmek istediği yöne bırakıldığı, fakat renk ve dokularıyla uyum içerisinde olduğu bir aranjman hazırlardık.

Hangi mahallenin “çocuğusunuz”?
H: Düzenim sebebiyle biraz uzak kalmış olsam da Galata taraflarını çok seviyorum. İstanbul’u orada daha çok hissediyorum. Farklı kültürlerin birlikteliği ve tarihi dokusuyla insanı hızlı tempodan kopararak başka dünyalara sokan mistik enerjisinin içinde dolaşmak bana çok iyi geliyor.
E: Yeniköy her zaman hem sakinliği hem minik kafeleri hem de doğasıyla aşık olduğum bir mahalle. Sabah erken kalkıp sahilde yürüyüş yaptıktan sonra Yeniköy kahvesinde kahvaltı ederek, parkında kitap okuyarak, akşam herhangi bir balıkçıda günü sonlandırarak ruhunuzu yenileyebiliyorsunuz.

Misk Floral Cafe

“İstanbul aslında Türkiye’nin dört bir yanından lezzetler barındırdığı için buraya has bir lezzet bulmak çok zor. Aklıma ilk gelen, minik taburelerle kurulmuş bir esnaf sofrası oluyor. Üzerinde ise Kanlıca yoğurdu, ıslak hamburger ve Kapalıçarşı döneri.”

ŞEHRİN YEREL KAHRAMANLARI

Sokaklardan sokak beğenmeniz gerekse?
E: Galata’daki Serdar-ı Ekrem’in ruhunu oldum olası çok sevmişimdir.
H: Yeniköy’ün ara sokaklarını tercih edebilirim, özellikle Kürkçü Faik Sokak’ı. Hiç beklemediğiniz bir anda yeşilliklerin içinden karşınıza çıkan masalsı bir Rum eviyle zamanda yolculuk yaparsınız.

Şehirdeki yerel kahramanınız kim?

H: “Şehirdeki” diye sınırlandırmak istemem ama son zamanlardaki yerel kahramanım Fazıl Say. Bestelediği sayısız muhteşem eseriyle, ruhani tek duyu organımız olan kulağımızla müziği sadece duymamızı değil, görmemizi de sağlayan dünyaca ünlü bir virtüöz. Son olarak çevre katliamına dikkat çekmek için Kaz Dağları’nda verdiği muhteşem konseriyle, toplumsal olaylarla sanatı iç içe geçirmesi; klasik müzik kültürünün olmadığı bir ülkeye her fırsatta klasik müzik dinlettirmesiyle el üstünde tutulması gereken bir sanatçı.
E: Avni Akmehmedoğlu adlı sanatçıyla Çukurcuma sokaklarında gezinirken tanıştım. Hiç unutmuyorum, bir pazar günüydü. Yokuş aşağı yürürken, sanki sokağa bırakılmış gibi duran tabloları dikkatimizi çekti. Kim bu, derken dar bir kapıdan kendisi belirdi. Atölyesine girdiğimizde karşılaştığımız tablolar bizi şaşkınlığa uğrattı. Tozlu köşelerden çıkardığı her tablo diğerinden daha güzeldi ve içeride onlarcası vardı. Sohbet edip hikayesini öğrendikçe bizi daha da etkileyen bu ustayla tüm günümüz değişmişti. Vakti olan herkesin bir merhaba demek üzere atölyesine uğramasını tavsiye ederim.

Her şeyden uzaklaşmak için nereye kaçarsınız?
H: Belgrad Ormanı’na. Özellikle kimsenin olmadığı sabahın erken saatlerinde sessizliğin ve yeşilliğin içinde kendime dönüp her şeyden uzaklaşabiliyorum.
E: Kilyos tarafında ufak bir koya.

Misk Smoothie bowl

İSTANBUL SOFRASI

İstanbul’u anlatan bir sofraya neler koyardınız?
H: Öncelikle çok zor bir soru olduğunu belirtmeliyim 🙂 Kahvaltı için sıcacık taze bir simidin yanında ince belli bardakta güzel bir çay koyardım, gökyüzüne de martılar. Yemek sofrasını Boğaz’ın yanına kurardım; üzerine de rakı mezeleri ile Boğaz’dan çıkmış taze balık koyardım. Ve akşamı bir fincan Türk kahvesi ile bitirirdim.
E: İstanbul aslında Türkiye’nin dört bir yanından lezzetler barındırdığı için buraya has bir lezzet bulmak çok zor. Aklıma ilk gelen, minik taburelerle kurulmuş bir esnaf sofrası oluyor. Üzerinde ise Kanlıca yoğurdu, ıslak hamburger ve Kapalıçarşı döneri. Tabii ki olmazsa olmaz: Yemekten sonra beyaz ve kırmızı desenli altlığıyla minik ince belli bardaklarda çaylar geliyor ve sohbet koyulaşıyor.

Son İstanbul keşfiniz?
H: Feriye’nin yeni yeri gerçekten İstanbul’da uzun zamandır gördüğüm en etkileyici ruha sahip. Kafesi, çalışma alanları, farklı atölyelerin düzenlendiği açık mutfağı, muhteşem manzaralı ve lezzetli lokantası, açık hava sineması ve çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapabilecek sayısız alanıyla keşke bu mekanlardan İstanbul’da daha fazla olsa dedirten; insanın vizyonunu, içini, ufkunu besleyen bir yer.
E: Geçen ay ilk defa Balat’ı detaylı keşfetme şansım oldu. Dik sokaklarını tırmanırken karşılaştığım her kafenin kendine has tavrı, eski İstanbul evlerinde yaşayan yabancıların sokaktaki muhabbetleri beni çok keyiflendirdi. Bu yüyüyüşten bana kalan keşif, “Kanlı Kilise” diye de bilinen Meryem Ana Rum Kilisesi oldu.

Misk’in gelin buketleri ve özel günler için çiçek düzenlemeleri ile floral kafesindeki yenilikleri takip için: miskistanbul.com

Yorum yazın